Menu
Sepetiniz

Sıkça Sorulan Sorular

SORU: 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un çıkarılmasının temel amacı nedir?

CEVAP: Kanun, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların tespit edilmesi ve böylece, sözkonusu alanlar ile riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat kurallarına ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini oluşturmak için, iyileştirme, tasfiye ve yenilemelerde bulunulması maksadıyla çıkarılmış olup, neticede nihaî hedef, herhangi bir afet neticesinde bir daha can kaybı yaşanmamasının sağlanması ve kentlerin sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerine dönüştürülmesidir.

SORU: Kentsel dönüşümde model alınan bir ülke var mı, var ise bu ülkeler hangileri?

CEVAP: 6306 sayılı Kanun kapsamındaki kentsel dönüşümde sadece bir ülke uygulamaları model olarak alınmamış, dünyadaki bütün başarılı uygulamaların incelenmesi ve değerlendirilmesi uygun görülmüştür. Ülkemizdeki yapılaşmaya benzer şekilde yapılaşması olan, özellikle de gecekondulaşma problemi olan bütün ülkeler öncelikle incelenmektedir. Meselâ, İspanya, Kore, Japonya ve Güney Amerika Ülkeleri gibi.

SORU: Kanun kapsamında 7 milyon evin yıkılmasından bahsediliyor. Bu süreçte vatandaş ne yapacak?

CEVAP: Riskli yapı olarak tespit edilen ve yıkılması gereken konut sayısı henüz kesinleşmemekle birlikte, 6,5 milyon konutun afet riski altında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, bu 6,5 milyon konutun hepsinin bir anda yıkılması sözkonusu değildir. 6,5 milyon konutun yenilenmesi işi aşama aşama yürütülecektir. Konutu yıkılan vatandaşa mümkün olması hâlinde geçici konut tahsisi yapılacak, bunun mümkün olmaması hâlinde ise kira yardımı yapılacaktır.

SORU: Afet riskinin, kentsel dönüşümün önünün açılması için şart koşulduğu ve bir nevi bahane olarak kullanıldığı iddiası doğrumu?

CEVAP: Ülkemiz, Dünya’nın en aktif deprem bölgelerinden birisinde yeralmaktadır. Ülkemizde depreme yol açan yaklaşık 15.000 km’si ana aks olmak üzere, toplam 24500 km. uzunluğunda canlı fay hattı bulunmaktadır. Nüfusumuzun % 98’i deprem açısından tehlikeli bölgede yaşamaktadır. 1903 yılından günümüze, topraklarımızda hasar doğuran 130 depremde 100 bin can kaybı ve yaklaşık 2 milyon ev kaybedilmiştir. Son yaşanan Van depremlerinde yıkılan veya ağır hasar gören konut sayısı yaklaşık 30.000’dir. Bütün bu veriler karşısında, Ülkemizde “afet riski”nin olmadığını, kentsel dönüşüm için bahane olarak kullanıldığını söylemek mümkün değildir. Kaldı ki, 6306 sayılı Kanun kapsamında ilmi ve teknik verilere göre riskli olarak tespit edilen yapıların yıkılmasından sonra bu alanlarda öncelikle maliklerce uygulama yapılması esas alınmış olup, zorla ve vatandaşa rağmen kentsel dönüşüm yapılması gibi bir durum sözkonusu değildir.

SORU: Dönüşümün gerçekleştirilmesi hâlinde belli bir bina stoku doygunluğu olabilir diye kuşkular vardır. Bakanlık böyle bir senaryoyu göz önüne aldı mı?

CEVAP: Dönüşümde esas olan yıkılan riskli konutların sayısı kadar yerlerine yeni konutların yapılması olup, herhangi bir konut stok artışı planlanmamaktadır.